SESSİZ TEHDİT DİYABET
Giderek artan bir sağlık sorunu olan diyabet(şeker hastalığı), fark edilmeden ilerleyerek ciddi organ hasarlarına yol açabilir. Erken teşhis ve yaşam tarzı değişiklikleri ile hastalık kontrol altına alınabilir, böylece oluşabilecek olumsuz sonuçlar da engellenmiş olur.
Türkiye’de 20 yaş üstü her 7 kişiden 1’inin diyabet hastası olduğu bilinmektedir. Üstelik hastaların pek çoğu hastalığının farkında bile değildir. Dünya’da 382 milyon diyabet hastası bulunmaktadır. Bu sayının 2035 yılında obezite(şişmanlık) ve hareketsiz yaşam nedeniyle 592 milyona ulaşacağı öngörülmektedir.
Diyabet, vücudun kandaki şekeri kullanma şeklini bozan kronik bir hastalıktır. Pankreas adlı organın salgıladığı İnsülin adı verilen bir hormon sayesinde vücudumuzdaki kan şekeri düzenlenir. Pankreasın insülin hormonu üretememesi veya üretilen insülinin vücudumuzda etkili kullanılamaması sonucu kan şekeri yükselerek diyabete sebep olur.
Diyabetin belirtileri arasında, sık idrara çıkma, aşırı susama, tatlıya düşkünlük, kilo kaybı, halsizlik, bulanık görme ve ciltte yaraların geç iyileşmesi gibi sık görülen belirtiler yer almaktadır. Bu şikayetler ortaya çıktığında uzman bir hekime başvurmak önem taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki, “Şeker hastalığı sinsidir ve sessiz ilerler; göz, böbrek, kalp gibi organ hasarı başladığında fark edilir hale gelir” Bu durumda diyabetin yanı sıra meydana getirdiği diğer olumsuz sağlık sorunlarının da tedavi edilmesi gerekir.
Yüksek kan şekeri seviyelerine uzun süre maruz kalan bireylerin, zaman içerisinde özellikle, kalp, kan damarları, sinir sistemi, böbrek, göz gibi organ ve sistemleri etkilenir. Kalp hastalığı ve inme riski ciddi oranda artar. Ayaklarda sinir hasarı, ayak ülserleri ve enfeksiyonlara yol açabilmektedir. Gelişmiş ülkelerde bile görme kaybı ve körlüğün en sık nedenleri arasında yer almaktadır. Diyabet böbrek yetmezliğinin nedenleri arasındaki en önemli sebeptir. Bu sebeple erken teşhis hayat kurtarır diyebiliriz. Diyabet kontrol altına alındığında oluşabilecek olumsuz sağlık durumlarının riski son derece düşük olur. Hastaların yaşam kalitesi artar, aynı zamanda gerekli olacak pek çok masrafın da önüne geçileceği için ülke ekonomisine de katkı sağlanmış olur.
Düzenli kan şekeri ölçümü diyabet hastalığının teşhisi için önemlidir. İç hastalıkları uzmanları, risk grubundaki vatandaşların yılda en az bir kez kan şekeri ölçümü yaptırmalarını önermektedir. Hekiminiz ihtiyaç duyması halinde Hba1c (3 aylık şeker ortalaması) değerinize veya şeker yükleme testlerine de başvurabilir. Hastaların ve hekimlerin, kişinin ailesinde diyabet öyküsü olması durumunda uyanık olması önem arz etmektedir.
Sağlıklı beslenme, egzersiz ve obezite ile mücadele, diyabet hastalığından korunmanın temelini oluşturur. Günde en az 30 dakika tempolu yürüyüş yapılması önerilir. Beyaz un, şekerli gıdalar ve gazlı içeceklerden uzak durulmalıdır. Sebze ağırlıklı beslenme, tahıllı gıdalar ve yeterli su tüketilmesi önerilmektedir. İdeal kiloya ulaşmak ve bunu korumak önerilmektedir.
Diyabetin tedavisi tamamen bireye özel olarak planlanır. Yaşam tarzı değişiklikleriyle birlikte bazı hastalarda ilaç veya insülin tedavisi gerekebilir. Diyabet tedavisinin amacı kan şekerinin normal düzeylere indirilmesi ve hastalığın bilinen zararlı etkilerini en alt düzeye çekmektir. Tedavi uzman hekimler tarafından düzenlenmekte ve hastanın düzenlenen tedaviye uyumu olduğu sürece diyabetin ortaya çıkarabileceği sağlık sorunlarından korunmak mümkün olmaktadır. Diyabetli bir bireyde kan şekeri kontrolü ile birlikte kan basıncı kontrolü ve kolesterol düzeyleri de düzenli olarak kontrol edilmelidir. Kısacası erken teşhis edilen diyabet, doğru tedaviyle kontrol altına alınabilir ve kişi normal bir yaşam sürdürebilir.
Şeker Hastalığı kaderiniz değildir. Diyabet, düzenli kontrol ve bilinçli bir yaşamla yönetilebilir bir hastalıktır. Hüyük Devlet Hastanesi olarak bizler de, ‘14 Kasım Dünya Diyabet Günü’ olması sebebiyle vatandaşlarımızın farkındalığını artırmayı hedeflemekteyiz.
Uzm.Dr. Mehmet Ayhan
İç Hastalıkları Uzmanı